BENÍM ADIM ANADOLU

İzmir Göztepe’de bir kilise var. Bakımlı, hala kullanılmakta olan bir kilise. Yakınından geçiyordum, üşenmedim kilisenin sokağına girdim. Sokağın başındaki manavda çalışan çocuğa sordum. Bu sokağın adı ne? 81 Sokak dedi. Bir an durakladı ve devam etti. Eskiden Kilise Sokak da derlermiş.

Sonra ben de durakladım. Karşımdaki kiliseye baktım. O kiliseyi oraya kuranların ilk günkü heyecanını düşündüm. İrkildim. Bu sokağı inşa edenlerden geriye kalan sadece 81 Sokak’tı. Kimliği ve kökleri elinden alınmış 81 Sokak.

Nasıl olmuştu? Bir şehrin ve koskoca Anadolu’nun kimliğini yok etmeyi kim kararlaştırmıştı? Bu zihniyet, şekil değiştirse de, nasıl hala hüküm sürüyordu?

Ben bir küçük kasabada doğdum, anadilim Türkçe ve Müslüman bir ailenin çocuğuyum. Gelibolu’daki Yahudi komşularımızın varlığından çok mutluyum. Solcu arkadaşlarım var, liberal arkadaşlarım da. Uygarlığa kökten karşı olanlar da. Anadili Kürtçe olanları da kardeşim bilirim, Türkçe’nin en hasını konuşan Sarıkeçililer’i de. Ermeniler’in derdi de benim derdimdir, Toroslar’ı arşınlayan Yörükler’in de.

Ben Anadolu’yum. Benim kitabımda bölmek parçalamak yoktur. Nehir olup birleşmek vardır. Sadakat vardır. Bugünkü suretim Türk Müslüman ise de, köklerim biraz Romalı, biraz Kürt, biraz Ermeni, biraz Şaman, Alevi ve biraz da Arap’tır.

Eskiden su akar Türk bakarmış. Şimdi su akıyor, Türk yapıyormuş. Böyle diyorlar. Eskiye okunan lanet, özgüvensizliğimizin fotoğrafı. Bu güne atfedilen milli kibir ise cahilliğin daniskası. Demek ki kimliksizleştirme sırası doğaya geldi. Yapmak bahane…

Oysa suyun boşa aktığını iddia etmenin güneş boşa doğuyor, ağaçlar boşuna, yağmur boşuna demekten farkı var mı? Su akıyor, çünkü nehirler bu dünyanın can damarları. Damarlarımız ne işe yarıyorsa nehirler de aynısını yapıyor. Yaşadığımız toprakların her zerresine temiz suyu, havayı ve besini taşıyor.

Benim adım Anadolu. Benim özgürlüğüm bağımsızlık fermanlarına sığmaz. Ben nehirler özgür aktıkça özgür kalanlardanım. O yüzdendir ki hiçbir ideolojinin tutsağı olmayacağım. Bu coğrafyanın her insanını, her zerresini savunacağım.

Şimdi bana bir kurşun daha sıkıyorlar. “Tabiatı Koruma Kanunu” kılıfı altında, tüm nehirlerimin üzerine HES yapmak istiyorlar. Ormanlarıma, kıyılarıma, dağlarıma göz dikmişler. Aman vermiyorlar.

Bense Anadolu’yum. Bu kıyamet bitsin istiyorum. Kardeş kanı dursun, Hasankeyf yok olmasın, Sarıkeçililer diledikleri gibi göçsün, herkes dilediğini giysin, nehirler özgür aksın istiyorum. İzmir’deki 81 Sokak, yeniden Kilise Sokak olsun istiyorum. Ben tam da kendim gibi olmak istiyorum.

Söyleyin efendiler! Çok mu şey istiyorum?

Güven Eken 
Doğa Derneği Başkanı
guven.eken@dogadernegi.org

Radikal / 3 Kasım 2010

Yorum bırakın